Fark ettiniz mi, AŞK kelimesini oluşturan harflerin hiç biri ego ve libido kelimelerinde yer almaz… O denli uzaktır yani aşk, bu ikisinden. Uzak olmaya uzak durur aşk onlardan ama her fırsatta aşkı taciz etmekten, hırpalamaktan geri durmazlar yine de.
Aşkın kendisidir bu mesafeyi yaratmak isteyen. Aşk tek olmak ister, ilgi ister, yıldız bir tek kendi olsun ister. Ego ve libido yıldızın ışığını soldurur çünkü.
Ego aşka yaklaştığı zaman biz gider, ben gelir… Oysa aşk biz demektir, tek başına beni sevmez. Aşk ikinin tekliğidir, asallığıdır. İçindeki birlerin eriyşidir. Eriyip, birleşip, kaynaşıp büyümesidir. Ego böler ikiyi, birlere ayırır. Ben istiyorum, ben yapıyorum, ben ilerliyorum, ben uyuyorum, ben iyiyim… Ben isterken, yaparken, ilerlerken, uyurken ya da iyiyken bizin ihtiyaçlarını göz ardı eder… İşte aşk, buna küser, kırılır. Kendi kabuğuna çekilir.
Aslında içler acısıdır egonun durumu. Bir tarafta arsız dürtüleriyle libido, diğer taraftaysa baskıcı kurallarıyla üst benlik bir nefes olsun huzur vermez egoya. Bazen cinsel dürtülere yenilip aşkı kaçırır, bazen katı toplumsal baskılara takılıp…
Libidoysa aşkın varlığı ya da yokluğuyla ilgilenmez. Oysa aşk, fark edilmek, var olmak, vazgeçilmez olmak ister. Libido, aşk olsa da olmasa da bildiğini okur. O yüzden sevmez aşk, libidoyu… Libido onu baş tacı etmişse ne ala… Yok saydıysa ihaneti affetmez…
Yazık ki çoğu zaman karıştırır insanoğlu libidoyla aşkı. Daha doğrusu âdemoğlu libido için bir havvakızına yaklaştığında havvakızı bunu aşk zanneder… Oysa ademoğlu için durum o kadar da karmaşık ve komplike değildir; libido her zaman aşktan önce gelir. Bu yüzden de aşk havvakızına yakışır, libido âdemoğluna.
Yani… En azından romantik bakış açısıyla durum böyleydi eskiden. Oysa artık ego ve libido arasında geçiyor yarış. Bazen libido egoyu eziyor bazen de ego, belki bencilliğinden belki de aşırı mantık kullandığından libidoyu geride bırakıyor. Ne havvakızı ne ademoğlu için değişmiyor durum.
Çünkü günümüz kadını ve erkeği, ‘BİZ’ olmanın dengesini kuramıyor modern yaşamda. İş temposu, koşuşturmaca, stres, zaman darlığı derken her birimiz sadece vermeden almaya odaklıyoruz kendimizi. Bu da fark etmeden ego ve libidoyu öne geçiriyor.
Aşk mı… Aşk, almadan da verebilmektir oysa…
Bazen birileri çıkıp şarkılarda, şiirlerde diyor, bazen bir diğeri aşkın kokusunu duydum diyor… Gerçek mi, efsane mi… Ütopya mı… Bilen yok…
[author image=”https://www.kulecanbazi.com/wp-content/uploads/2014/11/pinar-ozen.jpg” ]Pınar Özen
Diş Hekimi – Yazar
F:PinarOzenRomanlari[/author]