Bilincin ne olduğunu anlamaya çalışalım. Önce TDK sözlüğüne bakalım:1. (isim) İnsanın kendini ve çevresini tanıma yeteneği, şuur. 2.Temel bilgi, temel görüş. 3.(ruh bilimi) algı ve bilgilerin zihinde aydınlık olarak izleme süreci, şuur.
Bir hikâye ile anlamaya çalışalım.
Bir Zen ustası öğrencisine bir soru sorar. Öğrenci soruya güzel bir cevap verir. Usta cevabı beğenir.
Ertesi gün Usta aynı soruyu, aynı öğrenciye yine sorar. Öğrenci, “Bu soruyu dün cevaplamıştım,” deyince, Usta, “Şimdi tekrar soruyorum.” Der.
Öğrenci dünkü cevabın aynısını verir. Usta, “Bilemedin,”der. Ustanın bu tavrına şaşıran öğrenci, “Ama dün aynı cevabı vermiştim, sizde başınızla onayladınız. Şimdi aynı cevabı niye beğenmediniz?” diye itiraz edince, usta:
“Dün söylediğini tekrar etmişsen bu cevap senden gelmiyordur. Bu hafızanın cevabı, bilincin değil. Sorunun cevabını gerçekten bilseydin dünkünden değişik bir cevap verirdin. Dünden bu güne çok şey değişti. Bu durumda cevap aynı olmamalı. Sen dün farklıydın bugün farklı, cevap da farklı olmalıydı. Cevabı tekrarlayıp, tekrarlamayacağını görmek için sordum.” demiş.
Bu hikâyeden yola çıkarsak, bilinç durağan değil gelişen bir şey. Galiba işin can alıcı noktası burası. Dün öğrendiğini bugün yarın, yarından sonra aynı biçimde kullanmak, hafızaya kaydet gerekirse kullan metodu. Hangi anahtarla nereyi açacağını öğrenip, sonra gereğinde kullanmak yaşamı kolaylaştırabilir ama anlamaya yeter mi?
Bilinç yaşamı ve kendini idrak çabası olsa gerek. Böyle bir çaba içerisine giren bir insan ham bilgiyi kullanmak yerine, bilgiyi rafine ederek olayın manasını fark etmeyi ister.
Şimdi insanın önünde iki seçenek var gibi görünüyor. Birincisi mevcut bildiklerinle idare etmek, zorunlu kalınca mecburen yeni şeyler öğrenip kullanmak üzere hafızaya kaydetmek. İkincisi, olan bitenin farkına varmak için bilinci geliştirmek.
Birinci yol sanki biraz insanı robot gibi görüyor. Ne zaman ne yapacağını hafızasındaki bilgiler tayin ediyor. Eğer daha önceden bilmediği bir şeyle karşılaşırsa şaşırıp kalıyor ve sıkıntı yaşıyor. Bilinçli insan ise, her olaya uygun bir yanıt bulabildiği için hiçbir şeye şaşırmıyor. İlk kez karşılaştığı şeyleri, gelişme fırsatı olarak gördüğünden sıkıntı yaşamıyor.
Birinciler, her kapı için ayrı bir anahtar edinmeyi isterken, ikinciler ise her kapıyı açan bir maymuncuğa sahip olmayı arıyor.
[author image=”https://www.kulecanbazi.com/wp-content/uploads/2014/11/huseyin-guducu.jpg” ]Hüseyin Güdücü
drguducu@hotmail.com[/author]