Buda öğrencisi Ananda ile bir köye gelir. Daha köyün girişinde bir adam yaklaşır, Buda’ya; “Ben inanan biriyim. Tanrı var mıdır, lütfen bana söyle,” demiş. Buda, kesin bir ifadeyle; “Tanrı yoktur. Hiç olmadı. Olmayacak. Senin sorun saçma,” demiş. Soran adam cevabı duyunca sarsılmış.
Öğleyin bir başka adam Buda’ya gelerek, “Ben ateistim, inançsızım. Tanrı var mıdır?” diye sormuş. Buda; “Tanrı vardır. Onun dışında hiçbir şey yok,” demiş, adam sarsılmış.
Akşama doğru bir başka adam Buda’ya “Ben tanrıya ne inanıyorum ne inanmıyorum, tereddüt içindeyim, tanrı var mıdır?” diye sormuş. Buda, sessiz kalmış, adam sarsılmış.
Her daim hocasının yanında olan Anada, Buda’nın, tanrı için, aynı günde, üç ayrı cevap verdiğini duyunca o da sarsılmıştır. Akşam uyumadan önce Buda’ya, “Bugün Tanrı için üç ayrı cevap verdin. Bu çelişkili cevaplar aklımı karıştırdı. Lütfen bunun nedenini açıklar mısın?” demiş. Buda; “O cevaplar soruyu soran içindi. Sen cevaplarla neden ilgilendin ki! Eğer cevaplar seni rahatsız ettiyse bu iyi bir şey. Bu da senin sorunun cevabı,” demiş.
Hikayeden anladığımız kadarıyla, Buda, soru soranı, onaylamak yerine sarsmayı tercih ediyor. Acaba neden sarsma amacı güdüyor olabilir?
İnsanların büyük çoğunluğu, kendisine öğretilen inanca sarsılmaz bir biçimde bağlanıp, ona uygun yaşamayı seçiyorlar. Ancak her kim her neye inanırsa inansın, mutlaka minnacık bir şüphe kalıyor. Bu minnacık şüphe, derinden derine kişiyi rahatsız ettiği için, kişi bu şüpheden kurtulmak istiyor. Bu amaçla, inancını güvendiği bir ustaya onaylatma ihtiyacı duyuyor. Onay alırsa, içindeki şüphe azalacak kendini güvende hissedecek, gittiğim yol doğru diyerek, bildiği yoldan devam edecektir.
Bildiğin yoldan gitmek, yeniliklere kapalı olmak, değişikliği reddetmek, eleştiriyi saldırı saymak, sadece ve sadece onay aramaktır. Değişikliğe, yeniliğe kapalı insan sabit fikirli, inat, geçimsiz, her şeye itiraz eden biri haline gelir.
Ustalar, soru soranların amacının, onay almak olduğunu bir bakışta anlıyor. Onay alırlarsa; aynı şekilde devam edecekler ve değişime kapalı hale gelecekler. Bu yüzden onları sarsarak, yeni arayışlara sevk ediyorlar. Arayışa geçenler, yeniliğe, değişime adım atacaklardır.
Hüseyin GÜDÜCÜ
drguducu@hotmail.com