Bir anımı paylaşarak söze başlamak istiyorum. Tıp fakültesi son sınıfta, ‘Çocuk Hastalıkları’ stajı yapıyorduk. Son sınıf öğrencileri (İntörn doktor) de nöbete kalıyor, sabahleyin hocaya, akşam olanlar rapor ediliyordu.
Sabahleyin kliniğe geldik, selamlaşmalardan sonra, o gün, nöbete kalan hanım arkadaşımıza, ‘nöbetin nasıl geçti?’ diye soruldu. Hanım arkadaşımız; “Çok yorucu geçti ya! Çok ağır bir bebek geldi. Tam üç saat uğraştık, bir ara kalbi durdu, tekrar çalıştırdık, neler neler yaptık ama bebeği kurtaramadık, bebek öldü,” dedi. Arkadaşımız nöbetinde olanları öyle sıradan anlatıyordu ki, sonunda bebeğin öldüğünü kimse tahmin edememişti. Ortada bir bebek ölümü vardı ama arkadaşımızda zerre üzüntü görünmüyordu. Hepimiz şaşırdık. Kendi aramızda bu işte bir tuhaflık var diye konuştuk. Sonra da herhalde zor bir nöbetin ve yorgunluğun eseridir diye düşündük.
O gün nöbetçi olan, uzman doktor, asistan doktor ve intörn doktor, toplu halde nöbette olanları anlatmak için hocanın odasına girdiler. Yarım saat kadar sonra hocanın öğrencileri odaya çağırdığı duyuruldu. Hep birlikte odaya girdik. Hoca, “Arkadaşınız gece nöbette olanları anlattı. Ağır bir vaka gelmiş. Çok uğraşmışlar ama bebeği kurtaramamışlar. Fakat arkadaşınızın yüzünde hiç üzüntü belirtisi yok. Sizce bunun nedeni nedir?” diye sordu. Bizim gördüğümüzü hocanın da gördüğünü fark ettik. Hocanın sorusuna kimse cevap veremedi. Bir süre sonra hoca: “Bir bebek ölümüne herkes üzülür. Ancak arkadaşınız bebeğin kurtulması için elinden gelenin en iyisini yapmış. Bu yüzden bebek ölmüş olmasına rağmen, hiç suçluluk hissetmediği için bebeğin ölümüne üzülemiyor,” dedi.
Bize çocuk hastalıklarını anlatan hocamız, harika bir hayat dersi vermişti.
Her daim elinden gelenin en iyisini yapabilenlerin vicdanları rahat olacaktır. Daha azını yapanlar, hem suçluluk duyacaklar hem de sonradan keşke diye hayıflanacaklardır. Daha fazlasını yapanlar ise, fedakârlıkta bulunmuş olduklarını düşünüp, alacaklı hale geldiklerini varsayacaklardır. Bir gün gelip alacağını tahsil etmeyi umacak, eğer tahsilat gerçekleşmezse hayal kırıklığına uğrayacaklardır.
İnsanın bin türlü hali var, her an elimizden gelenin en iyisini yapacak kadar iyi zamanımızda olmayabiliriz, o zaman ne olacak? Bence bunu ölçüsü şöyle; her durumda elimizden gelenin en iyisini yapmak niyetiyle davranmak. İyi zamanımızda muhteşem şeyler yapabiliriz, kötü zamanımızda ise ne kadarı elimizden geliyorsa o kadarını.
[author image=”https://www.kulecanbazi.com/wp-content/uploads/2014/11/huseyin-guducu.jpg” ]Hüseyin Güdücü
drguducu@hotmail.com[/author]