Ana Sayfa Yazar Cafe Hayatı Kontrol Edebilmek

Hayatı Kontrol Edebilmek

Hayatı Kontrol Edebilmek

Can taşıyan insan, canını korumak ister, buna yarına kalma isteği deniyor.

Canlı kalabilmek için, doymak, barınmak, tehlikeli saldırılardan korunmak icap eder.Bu hayati ihtiyaçlar bugün karşılamış olsa bile, yarın ne olacağı belli değildir. Bu belirsizlik insanı endişelendirdiğinden, insan yarınlarını garantiye alıp, endişeden kurtulmak ister.

Yarınını garantilemek isteyenler, bunun en iyi yolunun hayatı kontrol etmek olduğunu hesap ederler.

‘İnsan insanın kurdudur,’ demişler. İnsana en büyük tehlike insandan geldiğinden, hayatı kontrol etmek isteyen birlikte yaşadığı insanları kontrol etmek ister. Bir insanı kontrol edebilmek için ne düşündüğünü bilmek lazım. (Kimin ne düşündüğünü bilinirse ona göre tedbir alınabilir.) Hadi açık konuşabilenlerin ne düşündüğünü bilirsiniz. Açık konuşamadıklarınızın ne düşündüğünü nereden bileceksiniz? Hayatı kontrol etmek isteyenler bu durumda kişinin ne düşündüğünü tahmin ederler ve tahminine göre hareket edeler.

Hal böyle olunca yarını garanti almak isteyenler ‘niyet okuyucu’ olurlar. Niyet okuyan, ‘Âlemi nasıl bilirsin? Kendim gibi!’ misali, başkalarını kendini bildiği kadar bilecektir. Yani hiç kimsenin ne düşündüğünü gerçekten bilemeyecek, sadece varsayacaktır. Bir süre sonra bu varsayımlara inanacak, sonra da kendi tahminini şahsi algılayacaktır. Örneğin, iş arkadaşlarından birinin sinsi olduğunu tahmin eden, kendisini ondan koruması gerektiğini düşünecek ve buna göre tedbir alacaktır. Yani varsayımlarla sanal düşman üretecek, sonra da endişelenecektir. Varsayımlarla endişeden kurtulmak isterken, başka endişelere zemin hazırlayacaktır.

Doğa da bir olan var, bir de olacağını varsaydıklarımız var. Şu hikâyedeki gibi, olanı yalnızca olanı görmek lazımdır.

Tecrübeli bir diplomat ile yeni diplomat trenle görev yerlerine gitmektedirler. Tecrübeli diplomat kitabını açmış okumaktayken, yeni diplomat pencereden dışarıyı seyretmektedir. Yeni diplomat bir süre sonra sıkılır ve sohbet açmak için, tecrübeli diplomata; “Efendim bakın dışarıda yünleri kırkılmış koyunlar yatıyorlar,” der. Yaşlı diplomat, kitaptan başını kaldırarak genç adamı dikkatlice dinledikten sonra, hemen yakın gözlüğünü çıkarır, uzak gözlüğünü itinayla silerek gözüne takar ve pencereden dışarı bakar. Uzunca bir süre dikkatlice ve ciddiyetle baktıktan sonra, genç diplomata döner ve “Evet, koyunların bize bakan yanlarının kırkılmış olduğunu görüyorum,” der.

Hayatı kontrol etme çabası masum görünse de, aslına bakarsanız imkânsızı istemektir. Zamansız bir ölüm doğaya karşı ne kadar güçsüz olduğumuzu, hayatı kontrol etmenin mümkün olmadığını, çok güzel hatırlatır. Yarını garantilemek isteğini abartanların, para ve güç biriktirmekten başka ellerinden bir şey gelmez. Bu da, mezarlıktan geçerken ıslık çalmaya benziyor.

[author image=”https://www.kulecanbazi.com/wp-content/uploads/2014/11/huseyin-guducu.jpg” ]Hüseyin Güdücü
drguducu@hotmail.com[/author]