Cinsel işlevin (erkeğin sertleşme ve cinsel ilişki fonksiyonu), aile kurumunu bir arada tutan mutluluğun ana yapı taşı olduğunu unutmamak gerekir. Yani cinsel işlev bozukluğu olması sadece bir kişinin sorunu değil, karı-kocanın ortak sorunudur. Birlikte olma arzusunun, yani eşler arası ilişkinin devamı göz önüne alındığında, mesela bir böbrek taşı, kol kırılması veya göz hastalığına kıyasla sosyal yapıyı daha derinden etkileyen bir durumdur. Bu yüzden en az diğer hastalıklar kadar, belki daha fazla tedavi arayışına girilmesi gerekmektedir.
Sertleşme bozukluğu ve tedavisi hakkında çeşitli açıklamalarda bulunan Üroloji Uzmanı Prof. Dr. M. İhsan Karaman; “Cinsel fonksiyon bozukluklarını, cinsel cevap döngüsünü esas alarak tanımlamaktayız. Cinsel cevap döngüsünü ise; istek, uyarılma, orgazm ve çözülme olmak üzere dört evresi vardır. İşte “cinsel sorunlar” genel tanımı, bu evrelerin herhangi birindeki aksama ve problemi ifade eder. Erektil fonksiyon bozukluğu ya da halkımızın yaygın tercihiyle “iktidarsızlık” ise cinsel cevabın ikinci safhası olan uyarılma evresinde erkeklerde görülen aksamaların adıdır. Bu problemin toplumda yaygınlığı hakkında en sağlıklı rakamlar ABD’den alınmaktadır. Buna göre, 40-70 yaş arasındaki erkeklerde, %10 oranında tam sertleşme bozukluğu, %52 oranında ise değişik derecelerde erektil disfonksiyon mevcuttur. Bunların % 80 kadarı, organik/bedensel bir nedene bağlıdır. Toplumsal şartlar ve cinsellik kavramına toplumların yaklaşım farkı göz önüne alındığında, ülkemizde erektil disfonksiyon ve cinsel sorunların daha yüksek oranda olduğu, ancak bunların altında yatan psikolojik etmen yüzdesinin de hatırı sayılır bir rakama ulaştığı söylenebilir.” dedi.
Sertleşme bozukluğu sebepleri:
• Kalp-damar hastalıkları (hipertansiyon, kolesterol yüksekliği gibi)
• Şeker hastalığı
• Omurilik travması
• Ürolojik veya genel cerrahi müdahaleler (prostat kanseri, bağırsak kanseri, mesane tümörü ameliyatları gibi)
• Depresyon-stress gibi psikolojik faktörler,
• Daimi kullanılan bazı ilaçlar,
• Sigara ve alkol kullanımı gibi sebepler en önemli hazırlayıcı etkenler olarak sayılabilir.
Tıbbi bir tedavi arayışına girmeden önce önemli tavsiyeler:
Alkol ve sigarayı bırakma, stres ve anksiyete yaratan ortamlardan ve olaylardan uzaklaşma, bol hareket ve egzersiz, kilo verme, spor gibi günlük yaşam değişiklikleri yaparak, problemin kendiliğinden düzelmesine çalışmakta yarar vardır. Eğer bu yolla sorun giderilemezse tıbbi yardım arayışına girilmelidir.
Mutluluk çubuğu ameliyatı kesin çözüm sağlıyor:
Sertleşme bozukluğu ve tedavisi hakkındaki öneri ve tavsiyelerine devam eden Üroloji Uzmanı Prof. Dr. M. İhsan Karaman; “Ereksiyon sorunlarında ilk başvuru adresi kesinlikle bir “üroloji uzmanı” olmalıdır. Üroloji uzmanları olarak, yapacağımız hızlı ve basit testlerle rahatsızlığın sebepleri hakkında bir kanaat elde etmekteyiz. İlk olarak ağızdan alınan bazı ilaçlarla ya da eğer bunun faydası olmazsa penise iğne uygulayarak çözüm aramaktayız. Son çare olarak düşünülen penis protezi (mutluluk çubuğu) ameliyatına gitmeden önce ise, penise şok dalgası uygulaması şeklinde yapılan son derece zararsız ve kolay bir yöntemi de deneyebilmekteyiz. Ağrısız, acısız, ilaçsız, iğnesiz, anestezisiz ve yan etkisiz bu yöntemde hastaya 6-12 seans şok dalga tedavisi yapılmaktadır. Bu yöntem ile özellikle hafif-orta şiddetteki vakalarda %70’lere varan başarı sağlanır. Penis protezi takılması ameliyatı ise her türlü sertleşme bozukluğunda kesin çözüm sağlayan ve hangi yaşta olursa olsun cinsel aktivitenin devamına imkan veren son çaredir.” dedi.
Onbinlerce ailenin mutluluğuna katkı sağlandı: “Mutluluk çubuğu” ameliyatlarına özel vurgu yapan Prof. Dr. Karaman şöyle konuştu: “Sertleşme bozukluğunun kesin çözümü olan bu ameliyatların sayısı, ülkemize girişinden yaklaşık yirmi yıl sonra onbinlere ulaştı. Penis protezi ameliyatları en çok İstanbul’da yapılıyor. Diğer yöntemlerin fayda etmediği vakalarda mutluluk çubuğu ameliyatı kesin çözüm sağlıyor. Yaklaşık bir saat süren ve hastanede sadece bir gece yatılan bu operasyon sayesinde birçok aile sorunlarının önüne geçebiliyor ve toplumsal huzura da katkı sağlıyoruz.”