Yaşı ilerlemiş bir kral, üç oğlundan hangisine tahtı bırakacağına, bir türlü karar veremiyormuş. Bir bilgeye danışmış. Bilge; “Bir hac yolculuğuna çıkın. Giderken oğullarınıza güzel çiçeklerin tohumlarından eşit miktarda bırakın. Bu tohumları dikkatli biçimde korumalarını söyleyin. Geri geldiğimde tohumlara, ne yaptığınıza bakacağım. En beğendiğime krallığı bırakacağım, deyin,” demiş. Kral bilgenin ne demek istediğini anlamış, dediklerini yapıp, hacca gitmiş.
En büyük oğul, ‘Babamın bana verdiği tohumları saklayıp, aynı şekilde geri vermeliyim. Bunun en iyi yöntemi, tohumları emniyetli bir kasada saklamak,’ deyip tohumları demir kasaya koymuş. Ortanca oğul, ‘Kasada saklamak tohumların çürümesine yol açar. Ben en iyisi bu tohumları pazarda satayım, üreticiler bunları ekerler. Babam gelince aynı tohumları satın alırım. Böylece tohumları sapasağlam muhafaza etmiş olurum,’ deyip tohumları satmış. Küçük oğul, ‘Babamın bize tohum vermesinin bir hikmeti olmalı. Bu tohumlar toprakla buluşur, bakımı yapılırsa, çiçek olurlar. Çiçekler yeni tohumlar verir. Öyleyse tohumları ekmeliyim,’ deyip, bahçeye ekmiş.
Kral, bir yıl sonra Hac’dan dönmüş. Büyük oğluna, “Tohumlar, kasada saklamak için değildir. Orada çürüyebilirler. Senin yaptığın olmadı,” demiş. Ortanca oğluna, “Sen büyükten daha iyi düşünmüşsün, ancak tohumları başkasına vererek, aynı sayıda kalmasını sağladın, olmadı,” demiş. Küçük oğlunun yanına varınca, oğul babasını doğru bahçeye götürmüş. “Tohumları ektim, bahçe çiçeklerle doldu. Çiçekler, verdiğiniz tohumları misliyle geri verecekler. İstediğiniz kadar tohum verebilirim,” demiş. Kral’da, “Sen kazandın, bir tohumu korumanın en iyi yolu, onu toprakla buluşturup, çiçeğe dönmesini sağlamaktır,” demiş.
Her tohum, ait olduğu bitkinin potansiyelini taşır. Tohum uygun bir toprakla buluşur, yeterince su bulursa, içindeki potansiyeli ortaya çıkarır, yani bitkiye dönüşür. Burada dikkat edilmesi gereken husus, tohum bitkiye dönüşmüş ama kendisi yok olmuştur.
Samimiyetle ‘Bu dünyaya niye geldim,’ diye sorgulayanlar, içindeki potansiyeli ortaya çıkarmanın ilk adımı atmış olurlar. İnsan da, tıpkı bir tohum gibi, bir potansiyel taşır. Eğer bir insan, bir başarı hikâyesi yazacaksa, içindeki potansiyeli açığa çıkarmalıdır. Bunu isteyen çok var ama tohum gibi yok olmayı göze alabilen pek az.
Bir insan, içindeki potansiyeli ortaya çıkardığında, (tohumdan bitkiye dönüştüğünde) artık bir başka boyuta geçecektir. Bu boyuttaki insan, ortalama insanın sıkıntılarını arkasında bırakmış olacaktır. Aslında insanların çabası da budur. Bu amaç için; kimisi, zenginlik, kimisi bilgi biriktirmeyi tercih ediyor. Potansiyelini açığa çıkarmak isteyenler farkındalık biriktirmelidir.
[author image=”https://www.kulecanbazi.com/wp-content/uploads/2014/11/huseyin-guducu.jpg” ]Hüseyin Güdücü
drguducu@hotmail.com[/author]