Bu simit’in kerameti nedir? diye.. Hiç düşündünüz mü?
Simit,soğuk kış günlerinde çayın yanından eksik edemediğimiz hatta ve hatta peynir,kaşar peynir gibi besinleri de ilave ederek mükemmel ikili haline getirerek kültürümüze empoze etmiş durumdayız.
“Simit” kelimesinin aslı Farsça’daki “sepîd”ten gelmektedir. Bu kelimenin aslı da “beyaz” demek olan “sefid”dir. Beyaz undan yapıldığı için bu pratik yemeğe bu ad verilmiştir.Vaktiyle kelimenin “sefid”ten “simid”e geçerken yaşadığı değişiklik, şimdi simidin satışında yaşanıyor. Bir zamanlar omuzda taşınan camekânlarda seyyar olarak satılan simit için günümüzde saraylar yapılır oldu.Artık insanlar “Sokak”,”Pastane” ve”Saray”olarak 3 farklı sınıfa soktular.Ama işin özüne bakarsanız simit yine aynı simit…
Tamam,hadi yemesini anladık. Çay eşliğinde soğuk havalarda sıcacık bir simit,gerçekten iç ısıtıcı ve kulağa çok hoş geliyor.Ama güzelolan diğer bir tarafı var ki bu simidin vapur keyfi yaparken, martı-vapur-simit üçlüsünü oluşturmak.Hiç düşündünüz mü sadece TÜRK kültüründe olan bu martılara simit atma fikri nerden çıkmış ve neden yapılmaktadır.
Elbette, lokmasını martılarla paylaşan her insan evladı, onların ekmek kavgasına ortak eder kendini… Havaya doğru fırlatılan her ekmek, her poğaça, her simit parçası ” Bak! Yanlız değilsin sen de, kendi yaşam savaşında… Burada sana yardım eden dostların, insanlar var aramızda…” demektedir; onların da anlayacağı bir beden diliyle…
Ve bana sorarsanız kendimizden daha az zeka kapasitesinde tuttuğumuz o martılar,siz vapurun korkuluklarına yanaşır yanaşmaz hemen toplanırlar,bilirler yada tahmin ederler ne yapacağınızı.Hani ezberlediler dicem ama kaç yıl yaşar ki bir martı….
Ama ne martıya simit atmaktan,ne de çayın yanında simit yemekten vazgeçebiliyor insan sanırım en güzeli nasıl geldiğini düşünmeden bu zevki yaşamak olsa gerek…
[author title=”Yazar hakkında” image=”https://www.kulecanbazi.com/wp-content/uploads/2015/02/duygu-mafyasi-250×250.jpg”]Duygu Mafyası
Finans Danışmanı
@DuyguMafyasi[/author]