Son zamanlarda haberlere yansıyan “Abdi İbrahim İlaç Mağdurları” ile ilgili haberleri okumuşsunuzdur. Güçlü bir ilaç firmasında çalışmak ve arkasından mağdur olmak ne demektir? Tıbbi Mümessillik yoksa neşeli hayat mı? Acı hayat mı?
Yılmaz Erdoğan’ın “Neşeli Hayat” filmini, izlediniz mi? İzlemediyseniz mutlaka izlemenizi öneririm. Belki genel olarak olmasa da kısmen bir ilaç şirketinde çalışanların neler yaşadığını görebilirsiniz.
Tıbbi Mümessil olmak için geçmiş yıllarda gazetelerin İK ekleriyle adaylar alınıyordu. Günümüzde Kariyer.net, Yenibiriş.com, Secretcv.com vb web siteleri arayıcılığıyla alınsa bile sadece gelen ilanları kısa sürede elemek için kullanılıyorlar. Esas amacı doğru eleman ihtiyacını karşılamak olan bu İK siteleri firmalar tarafından bilinsizce kullanılması yüzünden bir çok başarılı kişi işsiz kalabiliyor. Kesinlikle eski sistem olan gazetelerin İK ekleri ile başvurular değerlendirilmelidir.
Eğer bu aşamayı geçmişseniz karşınıza belki de daha önce görmediğiniz bir aşama geliyor. Mülakat aşaması… Kimi firma tarafından profesyonel bir ekip tarafından yapılan mülakatlar kimi firma bilakis bölge müdürünü görevlendiriyor. Bu aşamada ne yapacağını bilmeyen kişilerden iseniz lütfen Google ‘da “Mülakat Örnekleri” ‘ni arayın ve hazırlanın.
Mülakat aşamasını geçtikten sonra sizi Lüks bir otele davet ediyorlar. Hangi Otele mi? Kışın Antalya Otellerine… yazın ise Uludağ Otellerine giderek eğitim alabilirsiniz.Şaşırmayın. Abdi İbrahim İlaç firmasında ise sizi eğitim almış Otellere göre kodlama yaparlar. Onun için çoğu mümessil “devrem” ve benzeri kelimeleri çok kullanır.
Otel ortamına gittiğinizde bir anda yoğun bir eğitim aşamasına geçersiniz. “Neşeli Hayat” filmindeki gibi dersler yüksek sesle çalınan müziklerle başlar. Müzikler adeta subliminal mesaj vermek için seçilmiş gibidir. Düğünlerde halka çevresinde el çırpan kişiyken bir anda kendinizi ortada göbek atarken bulabilirsiniz. Eğitimlerin toplu olmasının sebebi kolay ikna etmektir. O ilaca öyle inanırsınız ki! Başkalarına da inanarak anlatır ve satarsınız.
Elemeler ilk günden itibaren başlamıştır. Sadece elemeler mi? Dedikodu kazanları da kaynamaya başlar. “Bak bu patronun akrabası”, “Bu arkadaşın 3. firması oda da ders çalışmıyor.”,”Dün gece odaya gelmedi” vb…
Firmalar 35 ile 80 gün eğitim verebiliyorlar. Ama günümüzde maliyetlerin artmasından dolayı 1 hafta 15 gün gibi hızlı bir eğitimle süreyi kısaltıyorlar. Getirilecek Sertifika sistemiyle daha önce firma kültürü alan sektör çalışanı artık sadece sertifikası birer sektör emekçisi olacaktır.
Eğitime gittiğinizde aileniz konu komşuya sizi övmeye başlar. Sanki ilaç firmasına eğitime değil de… Tıp Fakültesini birinciliklerle bitiyorsunuz gibi bir ifade ile anlatırlar.
Eğitimin başından sonuna kadar ne kadar maaş alacağınız ve hangi arabaya bineceğinizi konuşup durabilirsiniz. Ama karşınıza otobüs bileti de çıkabilir. Eğitim aşamasında sıkı bir disipline girmenizde fayda var…
Neşeli Hayata “Merhaba” dediğiniz gün gala gecesinin ertesi günüdür. Size sektör daha önce kolay kolay alamayacağınız şeyleri Noel Baba’nın hediye torbasından çıkar gibi teslim eder. Araba, Giyim Çekleri, Yemek Çekleri, Tanıtım Numuneleri, dolgun maaş, tatil ve özgüven…
Güzel değil mi? Saydıklarım elinizden alındığında bilinçliyseniz ne olur biliyor musunuz?. Umursamaz ve hayatınıza sıfırdan başlayabilirsiniz. Ama o yıllarca emek verdiğiniz firma, yasal hakkınızı vermezse adınız “Mağdur” olur. Mücadele etmenizi kimisi taktir eder. Kimisi “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” der. Acı olan bari yasal haklarını vermediniz. “Özgüven”lerine dokumayın!
Yazımın içinde bahsetmiş olduğum “Sertifikalı Tıbbi Satış Mümessili Olmak” hakkında yazımı okumak isterseniz.Tıklayınız.
Öğrenmek,Keşfetmektir
[author image=”https://www.kulecanbazi.com/wp-content/uploads/2014/10/bulent-vural-250×250.jpg” ]Bülent Vural
Kule Canbazı Editörü
www.bulentvural.com[/author]
